Diş eti hastalığı ile yüksek tansiyon ilişkisi konusunda son yıllarda oldukça fazla sayıda araştırma yapılmaktadır.
Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin (ESC) mecmuası olan Cardiovascular Research’te yayınlanan bir araştırmaya göre, dişeti hastalığı (periodontitis) olan kişilerin yüksek tansiyon (hipertansiyon) olasılığı daha yüksektir.
İngiltere UCL Eastman Dental Institute’tan kıdemli yazar Profesör Francesco D’Aiuto konuyla ilgili şu açıklamalarda bulunmuştur: “Bu iki hastalık arasında doğrusal bir ilişki gözlemledik. Bir çeşit diş eti hastalığı olan periodontitis ne kadar şiddetli olursa, hipertansiyon olasılığı o kadar yüksektir. Bulgular diş eti hastalığı olan hastaların bu konuda bilgilendirilmesi gerektiğini göstermiştir. Hastalara yüksek tansiyonun riskleri ile egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi yüksek tansiyonu önlemek için yaşam tarzı değişiklikleri hakkında tavsiyeler verilmiştir”.
Yüksek tansiyon yetişkinlerin bireylerin % 30-45’ini etkilemektedir ve erken ölümlerin önde gelen küresel nedenlerindendir. Periodontitis ise dünya nüfusunun % 50’sinden fazlasını etkilemektedir. Hipertansiyon, kalp damar hastalıklarının önlenebilir başlıca nedenidir ve periodontitis, artmış kalp krizi ve felç riski ile bağlantılıdır.
Profesör D’Aiuto, “Hipertansiyon, periodontitisli hastalarda kalp krizi ve felç riskini arttırabilir. Bundan önceki araştırmalar da periodontitis ve hipertansiyon arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Diş eti tedavisinin kan basıncını düşürebileceğini, ancak bugüne kadar bu konuda yapılan çalışmalar ile bulguların yetersiz ve sonuçsuz olduğunu gösteriyor” açıklamalarında bulunmuştur.
Bu araştırmaya, orta ve şiddetli diş eti hastalığı olan hastalarda yüksek tansiyon olasılığını incelemek için 26 ülkeden 81 çalışma dahil edilmiştir.

Orta şiddette periodontitis yüksek tansiyon olasılığı ile % 22, şiddetli periodontitis yüksek tansiyon olasılığı ile % 49 oranında bağlantılı bulunmuştur.
UCL Eastman Diş Enstitüsü’nden baş yazar Dr Eva Munoz Aguilera “Diş eti hastalığının daha şiddetli hale gelmesiyle yüksek tansiyon tehlikesi arasında pozitif doğrusal bir ilişki gözlemledik. Periodontitisli hastalarda ortalama arteriyel kan basıncı, sağlıklı diş eti olanlara göre daha yüksekti. İlgili değeler, 4.5 mmHg sistolik ve 2 mmHg diyastolik kan basınçları olarak fazlalık göstermekteydi. Bu derece yükseklik farkları ihmal edilemez. Ortalama 5 mmHg’lik bir kan basıncı artışı, kalp krizi veya felç nedeniyle ölüm riskinde % 25’lik bir artışa neden olabilir” açıklamalarında bulunmuştur.
Diş eti hastalığının yüksek tansiyon ile yüksek oranda bağlantısı gözlemlenmesine rağmen diş eti tedavisi sonrasında yüksek tansiyonda aynı oranda düzelme izlenememiştir. İncelemeye dahil edilen 12 girişimsel çalışmanın sadece 5 tanesinde diş eti tedavisini takiben kan basıncında bir düşüş gözlemlenmiştir, değişiklikler sağlıklı ve normal tansiyon seviyeleri olan kişilerde bile meydana geldiği açıklanmıştır.
Profesör D’Aiuto bu konuda şu açıklamalarda bulunmuştur: “Sağlıklı ve hastalıklı diş etleri ile kan basıncı arasında sürekli bir ilişki var gibi görünüyor. Periodontal tedavinin kan basıncını düşürebileceğini gösteren kanıtlar yetersiz kaldı. Bu konudaki birçok girişimsel çalışmaya göre ilk sonuç, Periodontal tedavinin kan basıncı üzerindeki etkisini belirlemek için düzenli ve devamlı çalışmalara ihtiyaç vardır. ”
Periodontitis ve hipertansiyon arasındaki bağlantının potansiyel nedenleri; Diş eti hastalığına neden olan oral bakterilerin, kan damarı fonksiyonları ile ilgili olarak vücutta iltihaplanmaya yol açabileceği olarak bildirilmektedir. Sigara içme ve obezite gibi ortak risk faktörlerinin yanı sıra ortak genetik duyarlılıkların da bu konuda rol oynayabileceği değerlendirilmektedir.
Bu çalışmada ; “ Diş eti hastalığının yüksek tansiyon için bir risk faktörü olarak araştırıldığı ancak bunun tersinin de doğru olabileceği, yüksek tansiyonu olan hastaların diş eti hastalığı olasılığının fazla olup olmadığını incelemek için daha çok araştırmaya ihtiyaç olduğu, hipertansiyonu olanlara ağız sağlığı eğitimi verilmesinin yüksek tansiyon açısından da tedbirli olacağı ” açıklamalarında bulunulmuştur.
Yapılan bu çalışma ile ilgili detaylı bilgiye 1 numaralı, özet bilgiye 2 numaralı kaynak linkleri ile ulaşılabilir.
Kaynak :
1) Oxford Academic – European Society of Cardiology
2) ScienceDaily
361 views