Dijital gülüş tasarımı veya gülümseme tasarımı (Digital Smile Design, DSD) dişhekimlerinin, hastalara istedikleri gülüş dizaynını planlayabilmeleri için yardımcı bir sistemdir. Gülüş dizaynı için önerilen restorasyonlar, doğrudan hastanın iki boyutlu fotoğrafı üzerinde yapılan çizimlerle tasarlanır. Yazılım programları kullanılarak, hasta, doktor ve laboratuvar teknisyeninin, gülüş tasarımını doğrudan fotoğraf üzerinde birlikte planlaması sağlanmış olur.
Dijital gülüş tasarımı teknolojinin dişhekimliğinde üst seviyelerde kullanımı ile gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Bu sistemin en önemli avantajı hasta ağzında işlem yapılmadan tedavi sonucu hakkında fikir sahibi olunmasıdır. Dijital gülümseme tasarımı için fotoğrafların gerekli açılardan doğru şekilde çekilmesi önemlidir.
Gülüş tasarımı uygulamaları genellikle ortodonti, ortognatik cerrahi, periodontal tedavi, kozmetik diş hekimliği ve plastik cerrahi gibi multidisipliner bir çalışma içerir. Yapılan planlamanın başarılı, sağlıklı ve fonksiyonel şekilde hasta ağzına uygulanması için kaslar, kemikler, eklemler, diş eti dokuları olmak üzere, tüm destekleyici ağız yapıları arasındaki ilişkilerin belirli ölçüler içinde sağlanması gerekir.
Bununla beraber klinik pratiğinde yüzde bariz bir orantısızlık olmadığı sürece, gülüş tasarımı sadece dişler ve diş etleri ile sınırlandırılmaktadır. Bu uygulamalar genellikle bleaching, kompozit veya porselen laminate kaplamalar, tam porselen kaplamalar, diş eti estetiği tedavileridir.

Dijital gülüş tasarımı için rol oynayan iki önemli yüz özelliği vardır. İnterpupiller yani gözbebekleri hizasından geçen çizgi ve dudaklar. Gözbebekleri hattı, yüzün orta çizgisine dik ve dişlerin çiğneme yüzeylerindeki yatay düzleme paralel olmalıdır. Dudaklar dijital gülüş tasarımı sınırlarını oluşturdukları için önemlidir. Yukarıda belirtilen iki yapıda büyük uygunsuzluklar varsa, diş estetiği tedavisi öncesi ilgili yüz bölgesinin düzeltilmesi ciddi olarak düşünülebilir.
Estetik olarak, ideal bir yüz için kabul gören klasik yatay ve dikey boyutlar vardır. Yüz genişliği beş “göz” genişliği olmalıdır. Kaşlar ve çene arasındaki mesafe, yüz genişliğine eşit olmalıdır. Yüz yüksekliği, alındaki saç çizgisinden kaş çizgisine, kaş çizgisinden burun tabanına ve burun tabanından çene ucuna kadar üç eşit parçada olmalıdır. Tam yüz yatay olarak iki parçaya bölündüğünde, gözler orta hatta yer almalıdır. Burun tabanından çene ucuna kadar olan mesafe üç eşit parçaya bölünürse, üçte birini burun tabanı ve dudakların birleşim çizgisi arası, üçte ikisini dudakların birleşim çizgisi ve çene ucu arası mesafe oluşturmalıdır.
Önden bakıldığında yüzün temel şekli kare, oval, yuvarlak, dikdörtgen veya kalp şeklinde olabilir. Yandan bakıldığında ise düz, içbükey veya dışbükey bir profil olabilir. Bu faktörler diş boyutunun ve şekillerinin belirlenmesinde önemli rol oynar. Yüz morfolojisi, diş morfolojisindeki en belirleyici etkenlerdendir. Gülüş tasarımı planlanırken dişlerle ilgili dikkat edilmesi gerekenler, dişlerin orta hat çizgisi, diş boyutları, zenith ( dişlerin diş eti seviyelerindeki en uç yerleri ) noktaları, eksen eğimleri, interdental temas alanları, insizal embraşurlar, cinsiyet, yaş, simetri, diş eti seviyeleri, interdental embraşurlar, gülümseme hattı olarak sayılabilir.
Dişlerle ilgili gülüş dizaynında önemli bu maddelerin bazıları şu şekilde özetlenebilir.
Diş orta hat çizgisi ön iki üst büyük diş arasındaki dikey çizgidir. İnterpupiller hatta dik, yüzün orta çizgisine çakışık olması önerilir. Yüzün ve dişlerin orta hatları arasında fark olması, az miktarda ve birbirine paralel ise kabul edilebilir. Eğimli bir orta hat estetiği büyük oranda bozar. Üst ve alt dişlerin orta hatları birbirine çakışık olmalıdır. Uyuşmazlık durumunda, alt dişler gülümserken görünmüyorsa estetiği etkilemez. Üst dişlerin insizal yani kesici kenar pozisyonu, gülümseme hattında en önemli belirleyicidir. Ağız rahat ve hafif açıldığında, genç bir kişide ön iki büyük kesici dişin 3.5 mm’si görünmelidir. Yaş arttıkça, kas gerginliğindeki azalma, daha az diş görüntüsü ile sonuçlanır.
Uygun diş pozisyonunu belirlemek için hastaya konuşma egzersizleri de yaptırılır. Tedavi sonrası seslerin düzgün çıkarılabilmesi gerekir. Ön dişlerin dış konturlarının, doğru dudak desteğini vermesi önemlidir. Dışarıda konumlandırılıp dudağı yukarı itmesi, içeride konumlandırılıp konuşmayı ve dil hareketlerini kısıtlaması ayrıca dudaklarda kırışıklığa neden olması istenmez.

Doğru diş oranları yüz morfolojisi ile ilişkilidir ve estetik bir gülümseme oluşturmada esastır. Karşıdan bakıldığında gülümseme sırasında özellikle üst ön altı tane dişin görünme oranları ve boyutları önemlidir. Bu oranın iki büyük diş, iki küçük diş, iki köpek dişi olarak 1,6 : 1 : 0,6 olması önerilmektedir. Üst ön altı dişin yaklaşık toplam genişliği, kapalı durumda ağız kenarları arasındaki mesafe kadar olmalıdır.
Yukarıda bahsedilen faktörler yerine getirildiğinde, bireysel diş yapısı doğal olmalı ve uygun diş rengi seçimi yapılmalıdır. Her bir kişi, hatta her bir diş için yüzeylerindeki doğal konturlar oluşturulmalı, dişlerin opak, şeffaf, açık ve koyu renkli alanları uygun renklerde yapılmalıdır.

Gülümseme çizgisi, genel olarak alt dudak üst kenarının eğimini takip eder. Ön dişlerin kesici kenarlarını birleştiren hayali bir çizgiyi ifade eder. Dudak çizgisi gülümseme çizgisi ile karıştırılmamalıdır. Gülümseme sırasında üst dudağın alt sınırının pozisyonudur. Gülümseme sırasında üst dudağın alt sınırı, üst dişlerin diş eti sınırlarına yakın olmalıdır. Bu sırada üst dudak alt sınırı ile dişler arasından ideal koşullar altında diş eti dokusunun 1-2 mm’lik bir görüntüsü kabul edilebilir. 3–4 mm veya daha fazla diş eti görünümü diş eti gülümsemesi ( gummy smile ) olarak adlandırılır. İdeal bir sonuç elde etmek için diş eti estetiği ile yeniden yapılandırmayı gerektirir.
Gülüş estetiği ile ilgili yukarıdaki her paragraf hatta birçok cümle için bilimsel anlamda sayfalarca yazı yazılabilir. Bu noktada önemli olan, dijital gülüş tasarımı bir yazılım, gülüş tasarımı uygulaması ise ağızda yapılan girişimsel işlemlerdir. Bilgisayar üzerinde yapılan planlamaların tam olarak ağızda gerçekleştirilemeyebileceği asla unutulmamalıdır. Yapılacak tedavi sonrası ortaya çıkacak tüm sonuçların, en başta sağlanacak hasta ve dişhekimi uyumu, yeterli ve gerekli bilgilendirme ile daha üst seviyelere taşınması söz konusudur.
263 views